25.07.2016

Tanıtım ve Tarihçe

Talas, Erciyes’in eteklerinde üç tepeden oluşan Ali dağının yanı başında tarih ve doğanın bütünleştirdiği bir kent . Doğal güzelliklerini tarihi mekanlarla bütünleştirince asırlardır şehrin en gözde mekanı olma özelliğini taşımış. Yanı başındaki Ali dağından ilham alan kent çeşitli medeniyetlere kucak açarak ev sahipliği yapmıştır.Talas bu özelliğiyle tam bir kültür ve medeniyetler mozaiği oluşturmuş . Çevresinde eski yerleşim yerleri olmasına rağmen bu günkü Talas’ın Selçuklular zamanında kurulmuş olduğu bilinmektedir.Talas; Yakut Türkleri tarafından temiz ve güzel havası olan kırlar , dinlenmeye elverişli yeşil alanlar anlamına gelmektedir. Kaşgarlı Mahmut Divanı Lügat-ı Türk adlı eserinde Talasın iki anlama geldiğini belirtmiş. Birincisi Uluğ Talas, İkincisi ise Kiçi Talas dır. Günümüzde Talas için aynı şekilde aşağı ve yukarı Talas terimleri kullanılmakta. Aşağı Talas düz bir ova görüntüsü sunarken, Yukarı Talas düz ovadan kayalık yamaçlarla ayrılan yüksek bir kesim. Kayseri 'ye bağlı kasaba iken 1907 yılında belediye olan kentin 9 mahallesi 3 beldesi ve 18 köyü bulunuyor.

Cumhuriyetin ilk yıllarından itibaren hızlı bir kalkınma hamlesi yapan Talas bugün atmış bin’e yakın nüfusu ile canlı bir yerleşim merkezi. Talas Bu önemli özelliği ile orta Anadolulun bozkır karakterli bitki örtüsü içinde bağ sayfiye yeri olarak Kayserinin en gözde mekanı olma özelliğini koruyor. 19. yüzyıl sonlarına kadar canlı bir ticaret merkezi olarak ön plana çıkan ilçe bu özelliğini zamanla yitirmiş ve yeniden canlanma yolunda hızla gelişmektedir.

İlçenin 1 km doğusundaki Derevenk bölgesinde yapılan incelemelerden, bölgenin tarihinin M.Ö. 1500’lere kadar uzandığı anlaşılmaktadır. Talas, Orta Asya'da eski bir Türk Şehri'nin de adı olup, o şehirde yaşayan boylardan birinin Selçuklular zamanında gelerek bu bölgeye yerleşmesiyle birlikte, bölgenin bu adı aldığı düşünülmektedir. 1180 yılında Talas’ın 500 hanelik bir Türk köyü olduğu, kaynaklarda belirtilmektedir.

Bölge tarih boyunca sırasıyla:

M.Ö (1500–510 ) yılları arasında Mazakların,

M.Ö( 510–335) yılları arasında Kapadokyalıların egemenliğinde iken, M.Ö 335 yılında İskender’in istilasına uğramıştır.

M.Ö( 312–37) yılları arasında Kayrusların,

M.Ö 37 yılından sonra M.S.1127 yılına kadar önce Romalıların sonra da Bizanslıların yönetiminde kalmıştır.

1127 yılında bölge Danişmentlerin eline geçmiştir.

1169 yılında Anadolu Selçukluların idaresine geçen bölge, 1243’de Moğol istilasına uğramıştır.

Anadolu Selçuklularının yıkılmasından sonra, önce Eratna sonrada Kadı Burhaneddin Devleti’nin yönetimine giren bölge 1398 yılında Kadı Burhaneddin’in ölümüyle Osmanlı yönetimine bağlanmıştır.

1402 Ankara Savaşı’ndan sonra Karamanoğullarının hâkimiyetine, 1467 yılında tekrar Osmanlıların egemenliğine girmiştir.

1510 yılından itibaren İran Hükümdarı Şah İsmail’in baskısına maruz kalan Ermenilerden bir kısmı (80–90 hane kadarı) Talas çevresine yerleştirilmiş ise de Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşunu müteakiben bu yöredeki Rumlar Yunanistan’a, Ermeniler de muhtelif ülkelere göç etmişlerdir.

1907 öncesi Kayseri Livasına bağlı bir kasaba iken, 1907’de belde teşkilatı kurulmuş ve 1911’de Kayseri’ye bağlı bir bucak olmuştur.

1987’de, 3392 Sayılı Kanunla ilçe olmuştur. Talas'ın 1987 yılında ilçe statüsüne kavuşmasıyla Talas İlçe Müftülüğü kurulmuş ve aynı yıl hizmete başlamıştır.