02.06.2016

Develi Tarihçesi

 

Develi'nin ilk iskân tarihi tam olarak tespit edilemese de çevresinde oldukça eski dönemlere ait yerlesim izlerine rastlanmaktadir. 1947 yilinda Tahsin Özgüç baskanligindaki bir heyet tarafindan Ankara Üniversitesi adina bölgede kazilar yapilmistir. Fraktin'e 2 km mesafedeki höyüklerde yapilan kazilar ve sondajlar neticesinde Develi'nin Bakir Çagi'nda (2500-2000) önemli bir iskân yeri oldugu belirlenmistir .
Hititler, M.Ö. 2000 yillarinda Orta Anadolu'ya yerlesmeye baslamislardir. Özellikle Kizilirmak bölgesine yerlesen Hititler M.Ö. VII. asra kadar bu bölge üzerindeki nüfuslarini korumuslardir. Hitit krali III. Hattusilis döneminde (M.Ö. 1287-1244) Hitit Devleti en parlak dönemini yasamistir. Develi'de bulunan Fraktin, Tasçi, Hanyeri, Karadag abideleri bu dönemden günümüze ulasan eserlerdir. Fraktin'deki yerlesim kalintilari ilk kez 1880 yilinda Sayce tarafindan bulunmus, Ramsay ve Hogorth'in 1893'teki raporlarindan sonra ilgi odagi olmustur. Güterbock daha sonra hem figürleri hem de yaziti çalismasinda eksiksiz olarak yayimlamistir . Bu anitta ana konu olarak bir tanrinin ve tanriçanin önünde libasyan yapan kral ve kraliçe (III. Hattusilis ve Kraliçe Puduhepa) islenmistir . Develi'de yer alan bu kabartmalar, Develi ve çevresinin Hititler döneminde önemli bir yerlesim yeri oldugunu göstermektedir.
Hititlerden sonra bölgede Frigler hüküm sürmüslerdir. Fraktin höyügünün ikinci katinda Frigyalilar devrine ait boyali ve tek renkli çanak çömlekler ve damgali mühürler bulunmustur . Bu buluntular Develi ve çevresinin Frigler tarafindan da önemli bir iskân yeri olarak kullanildigini göstermektedir.


M.Ö. VIII. yy'da Anadolu'ya gelen Kimmerler, Anadolu'yu isgale baslamislar ve M.Ö. 676 tarihinde Friglerin Mazaka dedikleri Kayseri ve civarini ele geçirmislerdir. Böylece bölgedeki Frig hâkimiyeti sona ermistir.
M.Ö. VI. yy'da bölge Perslerin eline geçmistir. M.Ö.546'da Pers hükümdari Darius, Orta Anadolu bölgesini Kapadokya ve Pont Kapadokya olarak iki bölgeye ayirmistir. Develi büyük Kapadokya topraklari içinde önemli bir yer tutmustur. O devirde bu bölgeye Gabadonia adi verilmiştir.


M.Ö.330 yilinda baslayan Kapadokya kralligi M.S.17 yilina kadar, 347 sene hüküm sürmüstür . Kapadokya M.S.17 tarihinden itibaren Roma'nin bir ili olarak karsimiza çikmaktadir. M.S.395'te Roma Imparatorlugu'nun ikiye bölünmesiyle Dogu Roma (Bizans) Imparatorlugu fiilen dogmus oldu. Kapadokya bölgesi de Bizans'in hissesine düsen yedi piskoposluktan biri olarak hayatiyetini sürdürdü . Fraktin Höyügü'nde yapilan sondajlarda Roma dönemine tarihlendirilen eserler bulunmustur . Bu buluntular, Roma döneminde de Develi'nin önemli bir yerlesim yeri olduguna isaret etmektedir.

 

 

Bizans zamaninda da bölge önemini korumaya devam etmistir. Özellikle Hiristiyanligin ilk yayilma yillarinda önemini daha da arttirmistir. Romalilardan sonra Bizanslilar Hiristiyanligi yaymak için geldikleri, Erciyes'in güney eteklerindeki Gereme'yi dini bir merkez haline getirmislerdir . Bu döneme ait Gereme'de sehir kalintilari, Panagia Kilisesi, Çanli Kilise, hamam, saray ve birçok yapi kalintisina rastlanmaktadir .
Bizans Imparatorlugu sinirlari içinde bulunan Anadolu topraklari, daha hicretin ilk asrindan beri Islam ordulari için zengin ve cazip bir ülke olmustur. Bu sebepten dolayi Islam ordulari Anadolu'ya birçok sefer düzenlemislerdir. Islam ordularinin bu seferler esnasinda takip ettikleri üç yol vardi. Bu yollardan biri Kayseri'den geçmekteydi .
M.S.805-806'da Bizans Imparatoru Nikapheros'un yillik vergi ve harçlarini vermemesi üzerine bizzat Harun Resid büyük bir ordu ile Kayseri ve çevresini zapt etmistir . Yüz altmis sene kadar Abbasilere bagli kalan Kayseri ve civari, 968 tarihinde Bizans Imparatoru Fokos tarafindan tekrar Bizans topraklarina katılmıştır.


Bizans krali II. Basileios döneminde (1021) Van'in Vaspurakan denilen bölgesinden sürülen Ermeniler Develi (Gabadonia) ve çevresine yerlestirilmislerdir . Kayseri ve çevresinin Türk hâkimiyetine geçmesi Selçuklular zamaninda Türklerin büyük gruplar halinde Anadolu'ya girmesinin ilk zamanlarina rastlar. Selçuklu Devletinin kurulmasindan itibaren Türkmenler daimi bir akis halinde Anadolu'ya girmisler ve kendileri için henüz yeni olan bu ülkenin dogu ve orta kisimlarina dogru yayilmaya baslamislardir. Nitekim 1064 yilinda Antalya çevresini ele geçiren Türkmenler Kayseri'ye kadar gelmislerdir . Anadolu'nun kuzey bölgelerinde, Emir Sabuk'un komutasinda hareketine devam eden Selçuklu birlikleri, Bizans kumandanlari Atom ve Ebu Sehl'in yönetiminde bulunan Sivas üzerine 1051 tarihinde yürümüslerdir. Bizansli yöneticiler sehirden kaçarak Develi'ye gelmislerdir . Daha sonra Orta Anadolu'ya yayilan Türkler, 1067 de Kizilirmak vadisini takiple Kayseri'yi fethetmislerdir . 1071 Malazgirt zaferinden sonra Anadolu'nun kapilari Türklere tamamen açilmis ve Sultan Alparslan ölümünden kisa bir süre önce, meshur Selçuklu emirlerini Anadolu'ya göndererek Anadolu'nun fethedilmesini emretmistir. Bu emirlerden Danismend Ahmet Gazi'ye (1071–1105) Tokat, Amasya, Sivas, Kayseri, Zamanti, Develi ve çevresini fethetme görevi verilmistir .1079 tarihinde Selçuklu ordusundan kaçan Bizans Imparatoru I. Alexios da Develi Kalesi'ne siginmak zorunda kalmistir . Oguz boylarindan Develiogullari asireti de Malazgirt zaferinden sonra Danismentliler'le birlikte gelerek bugünkü Yukari Develi'ye yerlesmislerdir .1107–1110 yillari arasinda hükümdarsiz kalan Anadolu Selçuklulari Haçlilar ile Bizanslilarin saldirilari sonucu Orta Anadolu'ya çekilmislerdir. Bu dönemde Ermeniler, Türk köy ve sehirlerine saldirmaya baslamislardir. 1155 tarihinde Ermeni ordulari Develi'ye gelerek burayi yagmalamislardir . Ermenilerin bu saldirilari Halep-Kayseri arasindaki kervan yolunun emniyetini tehlikeye sokmustur. Giyasettin Keyhüsrev 1209'da Ermenilerin üzerine yürüyerek Ermeni krali II. Leon'u esir almis ve Ermenilerle baris imzalamistir.1220 yilinda Selçuklu tahtina geçen II. Alaaddin Keykubat, 1225 yilinda tekrar Kilikya Ermeni Kralligi üzerine sefer düzenlemistir. Halep ticaret yolunu denetim altina almak için düzenlenen bu sefer esnasinda ordularin bir kismi Develi üzerinden gönderilmistir .
Alaaddin Keykubat döneminde doguda beliren Mogol tehlikesi, alinan bütün tedbirlere ragmen durdurulamamis ve II. Keyhüsrev'in saltanati zamaninda 1243 yilinda Mogollarla yapilan savas sonucunda Selçuklular yenilmistir. Bu yenilgiden sonra Anadolu da bir buhran dönemi yasanmaya baslamistir. Özellikle II. Izzeddin Keykavus (1246-1262) ile kardesi IV. Rükneddin Kiliçarslan (1256-1257) arasinda baslayan taht kavgasi bu buhrani daha da arttirmistir. Mogol hükümdarinin gönderdigi bir ordu II. Izzeddin Keykavus'u tahttan uzaklastirmis ve tek basina saltanata geçen IV. Rükneddin Kiliçarslan Kastamonu, Aksaray ve Develi'nin gelirlerini Mogol hükümdari adina Tacettin Mutez'e vermistir .Konya'dan ayrilmak isteyen Sultan IV. Rükneddin sarayin kiler sorumlusu vasitasiyla Develi ve Kayseri subasisina bir mektup göndermistir. Develi ve Kayseri subasisi cevaben kendilerinin hemen Kayseri'ye gelmelerini istemislerdir. Develi subasisi Kemaleddin Kaymazoglu Nüsrettin ve Kayseri subasisi Samsamuddin, Ürgüp üzerinden gelen Sultani, Develi'de karsilamislar ve kendisine biat ederek adina para bastirmislardir . Sultan IV. Rükneddin Kiliçarslan'i Kayseri'ye getirerek tahta çikarmislardir . Daha sonra IV. Rükneddin Kiliçarslan ile II. Izzeddin Keykavus arasinda yapilan savasta Rükneddin Kiliçarslan yenilmis ve Develi'den Sis'e dogru giderken Türkmenler tarafindan yakalanip Kayseri'ye götürülmüstür. Rükneddin Kiliçarslan Sultan II. Izzeddin Keykavus tarafindan Burgulu Kalesi'ne tutsak edilmistir . II. Izzeddin Keykavus 1254'te kardesinin Develi'de para bastirmasinin üzerine kardesini saf disi biraktiktan sonra, 1257 yilinda Develi'de kendi adina gümüs para bastirmistir .
Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1308'de yikilmasindan sonra Anadolu bir dönem Mogol hâkimiyeti altinda kalmistir. Mogollar'in Umumi valisi sifatiyla vazife yapan Çobanli Emir Temurtas, 1327'de Türkmen beyleri ile yaptigi savasta basarisizliga ugramistir. Ayni zamanda babasi Emir Çoban'in, Ebu Sait Bahadir Han (1316–1355) tarafindan öldürüldügünü haber almasindan dolayi, canindan endise duyarak Misir Memluklu Sultanligi'na siginmak üzere Kayseri'den ayrilmistir. Yerine kayinbiraderi Uygur Türk'ü Emir Eretna'yi (1327-1352) vekil olarak birakmistir . Böylece Ilhanlilar tarafindan Anadolu valisi olarak göreve getirilen Emir Eretna, askeri ve siyasi dehasiyla kendisini Ebu Said Bahadir Han'a kabul ettirmis ve Ebu Said Bahadir Han'in ölümünden sonra da bagimsiz olarak bölgede hüküm sürmüstür. Yarim yüzyil Anadolu'nun büyük bir bölümüne, önce Sivas sonra da Kayseri merkez olmak üzere hâkim olan Eratnalilar, Türk milleti tarafindan takdir edilerek Türkiye tarihinin Beylikler Döneminde önemli bir devlet olmustur . Anadolu'daki siyasi kontrolü saglayan Eretnalilar, elli yillik hâkimiyetleri süresince Anadolu'nun pek çok sehrinde para bastirmis ve birçok mimari eser vücuda getirmislerdir . Develi'de (Yukari Develi) bulunan Seyh Ümmi Zaviyesi bu döneme ait olan fakat günümüze ulasamayan eserlerdendir.
Eretna hâkimiyetinin 1365 yilindan sonra zayiflamasi ve Kadi Burhaneddin'in Eretna hükümdari Mehmet Bey'i öldürmesiyle (1381) bölgedeki Eretna hâkimiyeti son bulmustur .
Kayseri, Kadi Burhaneddin yönetimi altina girmeden önce Karamanogullari'nin valisi Cüneyd'in (1388) yönetimi altindaydi . Kadi Burhaneddin, Kayseri'yi almak için Develi Kalesi hariç çevredeki bütün kaleleri ele geçirmistir. Kayseri'yi alabilmek için Develi Kalesi'nin alinmasi gerektigini iyi bilen Kadi Burhaneddin, Develi Kalesi'ni kusatmistir. Bu kusatma esnasinda kardesi ile giristigi taht kavgasini kaybeden Dulkadirogullari beyi Selvi Bey Develi Kalesi'ne kaçmis ve Kadi Burhaneddin'e karsi Cüneyd ile isbirligine girmistir . Birkaç gün süren siddetli savastan sonra kale alinmis ve Kadi Burhaneddin Develi Kalesi'ni Feridun'a birakarak Kayseri'ye geçmistir . Kadi Burhaneddin, bölge üzerindeki hâkimiyetini sagladiktan sonra Develi'deki Türkmenleri Kayseri havalisine iskân ettirmistir . 1381-1397 yillari Kayseri, Sivas ve Develi Kadi Burhaneddin Ahmet tarafindan idare edilmis ve bu döneme Kadi Burhaneddin dönemi denilmistir. 1398 yilinda Yölük Osman Bey tarafindan Sivas Kalesi önünde Kadi Burhaneddin öldürülmüstür. Sivas'ta toplanan devlet yöneticileri Yildirim Beyazid'a müracaat ederek ülkelerini Osmanlilara teslim etmislerdir . Yildirim Beyazid'in Timur'la yaptigi Ankara Savasi'ni kaybetmesinden sonra Anadolu'daki Türk birligi bozulmus ve Timur tarafindan Anadolu Beyliklerine topraklari geri verilerek, Develi Karamanogullari'na birakilmistir. Bu dönemde Eretna beylerinden Ermenistan'a kaçan ve sonradan birlesen Ertena Beg bin Mehmet bin Ertena'nin iki oglu, Esen ile Kadi, Karamanogullari kontrolündeki topraklarini almak için Ermenilerden olusan bir orduyla Nigde, Develi ve Kayseri'ye saldirmislar, bu bölgeyi bir müddet ellerinde tutmalarina ragmen basarisiz olmuslardir. Ayrica Sikari, Develi Ovasi'nda bu ordularin büyük bir yagma yaptiklarindan da bahsetmektedir . Bir müddet Karamanogullari yönetimi altinda kalan Develi, 1432 yilinda Karamanoglu Nasireddin Mehmed'in Antalya kusatmasi esnasinda öldürülmesini firsat bilen Dulkadirogullari beyi Hasan Bey tarafindan ele geçirilmistir. Daha sonra Karamanoglu Ibrahim Bey 1435'te Dulkadirogullari beyi Nasireddin Mehmed Bey'i yenerek Develi'yi tekrar ele geçirmiştir.


Fatih Sultan Mehmet zamaninda Karamanoğulları ortadan kaldirilarak (1474) Develi, Osmanli Devleti'nin egemenligi altina girmistir. Fatih'in Develi'yi ele geçirmesine halk isyan etmis, bu isyan üzerine Fatih Sultan Mehmet, Develi Kalesi'ni yiktirmis , Develiogullari asiretini de parçalayarak çesitli illere iskân ettirmistir . Osmanlilarla iyi iliskiler içerisinde bulunan Dulkadirogullari, II. Beyazid dönemine kadar Kayseri ve civarinda varliklarini sürdürmüslerdir. Hatta öyle ki Osmanlilar tarafindan ilk sancak beyi olarak bölgeye, Dulkadirogullari beyi Sahsuvar Bey atanmistir . Ankara Tapu Kadastro Genel Müdürlügü'nde bulunan Kuyud-i Kadime Arsivi'nin 564 numarali ve 1476 tarihli Karaman Eyaleti'ne ait defterlerde Karaman Eyaleti, Fatih Sultan Mehmet döneminde on bir vilayet ve iki nahiyeye ayrilmistir. Bu nahiyelerden bir tanesinin Develi oldugu tespit edilmektedir . Osmanli döneminin baslarinda Ürgüp'e bagli bir nahiye merkezi olarak görünen Develi, 1502 yilinda Karahisar-i Develi adiyla anilan bir kazanin kurulmasi ile bu kazaya baglanmistir. Nahiye durumunda olan Develi'de bu dönemde “Kara Bey Mescidi mahallesi” ve “Aylu-gem (Halil) Mescidi adli iki mahalle bulunmaktadir: Develi Nahiyesi, 1502'de 24 köy, 26 mezra, 1518'de 12 köy ve 30 mezra, 1522'de ise 23 köy 29 mezradan olusmaktadir . 16.yy baslarinda Develi'nin kuzey yamacinda bulunan Everek bir köy durumundadir. 1500 yilinda köyde hayvancilik yapilmakta olup, köyde sekiz ay çalisan bir degirmen bulunmaktadir . 1502 tarihinde Develi nahiyesinde 21 köy mevcuttur. Bunlardan Kâfir Everek* ve Zile köylerinde gayrimüslimler ikamet ederken, Fenese* ve Müslüman Everek* köylerinde halk karisik olarak iskân edilmistir . Bu iki köyün ortak özelligi ise 1522 yilina gelindiginde gayrimüslim halkin bu köylerde ikamet etmemesidir.
Develi, II. Beyazid ve Yavuz Sultan Selim dönemlerinde de Karaman eyaletine bagli bir nahiye durumundadir . 1584 yilinda Nigde Sancagi'na bagli bir kaza haline getirilmistir .
Genel olarak Osmanli Devleti'nde birlik ve düzenin bozulmasina paralel olarak, 17 ve 18. yy'lerde bölgede ciddi ayaklanmalar yasanmistir. Ayaklanan asiretlerin büyük bir çogunlugu özellikle Yahyali civarindan güney illerine sürülmüs baska bölgelerde zorunlu iskâna tabi tutulmustur . Develi, Tanzimat'i müteakip 1856 yilinda bucak merkezi haline getirilmistir . XIX. yy ortalarinda yani 1856–57 yillarinda Kayseri, Karaman Eyaleti'nden ayrilarak Bozok Eyaleti'ne baglanmistir. Bunun üzerine Kayseri'ye bagli olan Develi'de bu tarihte Bozok Eyaleti'ne baglanmistir. Yine bu tarihte Kayseri Sancagi; Incesu, Develi, Karahisar-i Develi, Sarioglan, Zamanti ve Köstere olmak üzere alti nahiyeden ibarettir . 1864'te eyaletler kaldirilip vilayetler kurulunca Develi, Ankara Vilayeti Kayseri Livasi'na baglanmistir. 1870'te Everek ilçe merkezi haline getiriliyorsa da ismi degistirilmeyerek Develi olarak adlandirilmistir .
1894-1895 tarihli Develi Ser'iyye Sicili'ndeki birçok belge “Ankara Vilayet dahilinde Kayseriye Sancagi'na muzaf Develi Kazasi ...” seklinde baslamaktadir . Bu da 1876 tarihinde Develi'nin Kayseri sancagina bagli bir kaza merkezi haline getirildigini göstermektedir.


XX. yy'da Develi ve çevresindeki en önemli hadise Ermeni hadisesi ve buna bagli olarak Haçin olayidir.
1878 Osmanli–Rus savasi sonunda Ruslarin tesvik ve himayeleri ile kurulan Ermeni cemiyet ve komiteleri Osmanli Devleti'ni içten yikmak üzere görevlendirilmislerdir. Bunlarin Anadolu'daki merkezlerinden bir tanesi de Develi'dir . Bunun sebebi Develi'nin hem Dogu Anadolu'ya hem de Güney Anadolu'ya yakin bir merkez olmasidir . Ermeni ihtilal komitelerinden Hinçak ve Tasnak cemiyetleri, ileride Türklerle yapilacak çarpismalarda kullanmak üzere büyük ihtiyaç duyduklari bombalarin üretimini Develi'de yapmayi uygun görmüslerdir.
Birkaç yilligina Develi Ermenilerinden Amerika'ya bomba tahsiline gönderilen Kevork Elekçiyan, 1913 yilinda Everek'e dönmüstür. Everek'te Kevork'un evinde bulunan imalathanede bomba üretimi esnasinda Kevork'un yaptigi bir bomba elinde patlamis , bu hadisenin Kayseri'de duyulmasindan sonra Ermeni evlerinde arama yapilmis ve birçok bomba ve bomba yapiminda kullanilan teçhizat ele geçirilmistir. Fakat Ermeniler böyle bir aramayi önceden tahmin ettikleri için birçok bombayi evlerinin gizli bölmelerine saklamayi basarmislardir. Ermeniler Fransizlarla ortak hareket ediyorlardi. Fransiz isgal kuvvetlerinin Develi'nin 20 km . kadar yakinina gelerek Zamanti suyunu sinir olarak ilan etmeleri Atatürk'ün dikkatini çekmisti. M. Kemal Pasa, Kiliç Ali Bey'i bu lüzum üzerine Develi'ye, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyet¬-i Heyeti Temsilcisi olarak göndermistir . Develi'ye gelen Kiliç Ali Bey, Erzurum ve Sivas kongrelerinde alinan kararlari anlatarak, Mustafa Kemal'in pek yakinda bölgeye büyük bir askeri kuvvet yollayacagini bildirmis, halktan bu harekete destek vermesini istemistir. Develi Kaymakami'nin yardimlari ile Kiliç Ali Bey halki Ermenilere karsi teskilatlandirmaya baslamistir. Bu arada Ermeniler Haçin'de yedi Develiliyi bogazlarini keserek katletmislerdir . Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti daha fazla beklemenin yaratacagi tehlike ve sakincalari tahmin ederek Kilikya Kuva-i Milliye Kumandani Dogan Bey'i harekete geçirme kararini almistir .
Gerekli asker ve silah toplandiktan sonra, Haçin'e taarruz emri 6 Nisan 1920 de verildi. Kayseri Intikam Alayi'nin da bölgeye gelmesi ile Haçin ele geçirildi. Haçin'de sag kalan Ermeniler, Develi'ye gönderilmisler ve bunlarin korunmasini bizzat Develi Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti üstlenmistir . Bu uygulamayla Türk milleti bir kez daha ne kadar aziz bir millet oldugunu ispatlamistir. Develi'de Ermeniler disinda Rum azinliklar da yer almaktaydi, fakat onlar Ermenilere karsi Türkleri desteklemislerdir. Rumlar, 1920'de yapilan nüfus mübadeleleri ile Trakya Türkleriyle degistirilerek Develi'den ayrilmislardir . Develi'de bulunan Ermeni azinlik ise Halep, Suriye ve Sam'a gönderilmistir.


Develi'nin Cografi Yapısı
Develi, Kayseri'nin yaklasik 45 km . güneybatisinda yer alan bir ilçe merkezidir. Erciyes Dagi çevresinin baslica yerlesim yerlerinden biri olan Develi, 38°- 27' kuzey enleminde, 33º- 17' dogu boylaminda yer almaktadir . Ilçenin deniz seviyesinden yüksekligi 1150 m . olup Develi Ovasi'nin kuzeydogu ucunda, ova ile kenarindaki tepelerin birbirine yanastigi, bahçeler ortasinda yer almaktadir .
Develi doguda Kayseri'nin Tomarza ve Adana'nin Tufanbeyli, güneyde Adana'nin Feke ve Saimbeyli, Kayseri'nin Yahyali, batida Yesilhisar, kuzeyde ayni ilin merkez ilçeleri ile çevrilidir .
Develi ilçesinin önceleri yüzölçümü 2900 km² iken 1954'te Yahyali'nin ve 1957'de Tomarza'nin ilçe haline getirilip Kayseri'ye baglanmasi sonucu Develi'nin yüz ölçümü 1093 km² ye düsmüstür .
Develi Ovasi oldukça yagis alan bir yerdir. Yillik yagis miktari 400 mm . kadardir. Yagmurlar daha çok ilkbaharda yagar. Çevredeki daglarda ise yillik yagis miktari 500- 1000 mm . dir. Yagmur ve kar sularindan olusan dereler bu daglardan inerek, ovada taskinlara, sazlik ve geçici göllerin olusmasina yol açar. Daglardan birçok derenin inmesi, ovanin kenarlarindan birçok gür kaynaklarin çikarak ovaya akmasi, taban suyunun olusmus bulunmasi, ovanin hidrografik sartlarini elverisli bir duruma getirmistir .


1.6.1. Akarsular
1.6.1.1.Zamanti Irmagi: Develi ilçe sinirlari içinden geçen akarsularin basinda gelir. Pinarbasi kazasina bagli Serefiye Köyü'nden dogar, Develi sinirlari içerisinde Köseler, Eselik, Pungu, Bakirdagi, Çukuryurt, Melengi, Gümüsören köylerinden geçer ve Adana Ovasi'nda, Akdeniz'e Seyhan Nehri'nin bir kolu olarak dökülür .
1.6.1.2.Fenese Suyu: Develi'nin dogusunda her mevsim akan bir sudur. Çay, Ilibe tepesindeki ve Fenese tarafindaki kaynak sulardan beslenir .
1.6.1.3.Elbiz ve Köskpinari: Kaza merkezinin bir kilometre batisinda bulunan Tarihi Kösk havuzlaridir. H. 1325 tarihli Ankara Vilayeti Salnamesi'nde bu havuzlarin hükümdaran-i sabika-i Rum'dan birinin kizinin ismi ile insa ve yâd olundugu belirtilmektedir .1922 tarihinde bu havuzda toplanan sularin ve bir buçuk saat mesafedeki Çomakli Köyü'nden çikarak üzeri örtülü bir halde gelen, künklerle çesmelere taksim edilen suyun içme suyu olarak kullanildigindan bahsedilmektedir . XIX. yy sonlarinda Kayseri'ye gelen Henry Fanshawe Tozer adli seyyah eserinde bu havuzlardan bahsetmektedir. Havuzlarin Roma döneminde insa edildigini ileri süren seyyah, Erciyes Dagi eteklerinden çikan sularla beslendiklerini ve halkin içme suyu olarak bu havuzda toplanan sulari kullandigini belirtmistir . Elbiz sularinin bir kismi günümüzde de ilçenin içme sularinda kullanilmaktadir.


1.6.2. Ovalar
Develi ve Yesilhisar arasinda dogu bati uzunlugu 35 km ., kuzey-güney uçlari arasindaki uzunluk 30 km ve girintileri ile birlikte 40 km kadardir. Develi Ovasi Yukari Kizilirmak bölgesinin en büyük ovasidir .
Iklim: Step iklim özelligi gösteren Develi ve yöresinde yazlar kurak ve sicak, kislar soguk ve karli geçer. Yaz ve kis mevsiminde isi 55-60º farklilik gösterir.


1.6.3. Göller
Yazin kurak ve sicak geçmesi ve buharlasmanin çoklugu yüzünden ovadaki sular çekilir, sazliklar yer yer batakliklar durumunda kalir, bunun sonucunda yine bir batakliktan baska bir sey olmayan bir kaç metre derinlikte Yay Gölü, Kurbaga Gölü, Deve Gölü gibi adlar verilen göller olusur .

Kaynak.Develi Belediyesi