16.01.2018

İL MÜFTÜMÜZDEN ERDEMLİLER İTTİFAKI (HİLFÜ’L-FUDÛL) SEMİNERİ

14 Ocak 2018 Pazar günü saat 09.30’da, İl Müftümüz Doç. Dr. Şahin Güven, Mazlum-Der Kayseri Şubesi’nin seminer programına katılarak burada bir konuşma yaptı.

Programın açılış konuşmasını yapan Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı SayınAhmet Taş, davetlerine icabet eden misafirlere ve özellikle de İl Müftümüz Sayın Güven’e teşekkür ettikten sonra Mazlum-Der ile ilgili bilgiler vererek bu programın yapılış amacından bahsetti.

Açılış konuşmasının ardından kürsüdeki yerini alan Sayın Güven, Peygamber Efendimizin (sallallahu aleyhi ve sellem), peygamberliğinden sonra da çağrıldığında iştirak edeceğini ve “Dünya hayatımda, vadiler dolusu kızıl develere sahip olmaktansa birüyesi olmayı tercih ederim” diyerek varlığından duyduğu memnuniyeti dile getirdiği Hilfü’l-Fudûl (Erdemliler İttifakı)’ndan söz açtıktan sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“YANLIŞINDAN DÖNEN ERDEMLİ İNSANLAR ANCAK BÜYÜK İŞLER YAPABİLİRLER!”

“Peygamberimize, Hilfü’l-Fudûl’u bu kadar değerli kılan şey nedir? Öncelikle tarihsel bir perspektife müracaat etmek gerekiyor.

Arap yarımadasının o zamanlar güvenlik sorunu vardı. Savaş yapılması haram olan aylarda Ficar Savaşları yapıldı. Bu savaşların sonuncusunun çıkmasına sebep olan kişi, Peygamberimizin amcası Zübeyr b. Abdulmuttalib’dir. Zübeyr b. Abdulmuttalib, daha sonra bu durumdan çok pişmanlık duymuş ve Yemenli bir tacirin haksızlığa uğraması sonucunda oluşan Hilfü’l-Fudûl’un kurulmasına da öncülük etmiştir. Şunu bilmeliyiz ki yanlışından dönen erdemli insanlar ancak büyük işler yapabilirler. Şirkin, küfrün ve cahiliyenin hâkim olduğu yerlerde ve dönemlerde bile vicdanının sesini dinleyen erdem sahibi insanlar muhakkak çıkacaktır. Aslolan, o insanları bulmak ve vicdanlarını harekete geçirmektir.”

“BUGÜN HER STK, HER ZAMAN İÇİN MAZLUMUN YANINDA ZALİME KARŞI YER ALMASINI BİLMELİDİR.”

Hilfü’l-Fudûl’un tarihî arka planını ayrıntılı bir şekilde anlatan Sayın Güven, yaşanmışlıklardan dersler çıkarıp ibret almak gerektiğini ifade ettikten sonra şunları söyledi:

“Bu olaylardan üç sonuç çıkarabiliriz: Birincisi, ‘Erdemliler İttifakı’, bir zorunluluk sebebiyle, zulmün yaygın olup insanların canını acıttığı bir dönemde ortaya çıkmıştır. İkincisi, zulüm kimden gelirse gelsin mazlumun yanında olmak gerekir. Bir kişi mazlumsa; dinine, diline, ırkına, akrabalık bağına vs. bakmaksızın onun yanında olunmalıdır. Ve üçüncü olarak da durumu neticelendirmektir; yani bir sonuca bağlamak gerekir durumu.

Hilfü’l-Fudûl’un akıbeti ne oldu peki?

Peygamber Efendimizin vefatından sonra, torunu Hz. Hüseyin, Muaviye b. Ebu Süfyan döneminde, Medine Valisi Velid b. Utbe tarafından kendisine yapılan bir haksızlık dolayısıyla eğer hakkını vermezlerse kendilerini Hilfü’l-Fudûl’a şikâyet edeceğini söylemişti. Bunu duyan Velid b. Utbe, hemen haksız tutumundan vazgeçmişti. Emeviler Dönemi’nin başında ‘Erdemliler İttifakı’ sona ermişti. Çünkü kurulduğu gün, antlaşmaya şahit olanlardan başkasını içlerine almama kararını aldıkları için son üyeleri de vefat edince Hilfü’l-Fudûl doğal olarak bitmiş oldu.

Bugün bile Hilfü’l-Fudûl’u hala konuşuyorsak bu, ittifakın kuruluş maksadını bize anlatmaktadır. Kıyamete kadar mazlumun yanında zalime karşı yer alan herkes, aslında Hilfü’l-Fudûl’un doğal bir üyesidir. Ancak bu ittifakın üyeleri olan erdemli insanlar tek tek hareket ettiklerinde, bu halleri bir anlam ifade etmiyor ve bir güç oluşturamıyorlar. Onun için bu ittifak, toplumda iyi insanların bir araya gelmesiyle oluşan ciddi bir güç demektir. İşte Sivil Toplum Kuruluşları’nın temel amacı da bu olmalıdır. Her bir STK, her zaman mazlumun yanında zalime karşı yer almasını bilmelidir.”

Programa, İl Müftümüz Sayın Güven ile birlikte Mazlum-Der Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Taş, Melikgazi Belediye Başkan Yardımcısı Serdar Öztürk, Mazlum-Der üyeleri ve Gönüllü Kültür Teşekkülleri temsilcileri katıldı.