T.C.
KAYSERİ VALİLİĞİ
İl Müftülüğü
…../12/2015
MEVLİD KANDİLİ MESAJI
Malum olduğu üzere 22 Aralık 2015 Salı günü
Yüce Allah’ın; “(Ey Muhammed!) seni
ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik”(Enbiyâ:21/107)“Ey Peygamber! Biz seni bir şahit, bir
müjdeleyici, bir uyarıcı; Allah’ın izniyle kendi yoluna çağıran bir davetçi ve aydınlatıcı
bir kandil olarak gönderdik”(Ahzâp:33/45,46)hitabına mahzar olan Hz.
Muhammed Mustafa (s.a.s.) Efendimiz, miladi 571 yılında kameri aylardan
Rebiülevvlin 12’inci gününü 13’üncü gününe bağlayan Pazartesi gecesi dünyaya
teşrif etmiştir.
Yeryüzünde önemli gelişmelere sebep olan bu
kutlu doğum, insanlık tarihinin en önemli olaylardan birisidir. Çünkü onun
dünyaya geldiği dönemde, insanlar her türlü değer ölçülerini yitirmiş,
yollarını şaşırmışlardı. Küfür, haksızlık ve zulüm gönülleri karartmış;
insanları Allah’a giden yoldan uzaklaştırmıştı. Ferdi ve sosyal ahlak tamamen
bozulmuştu. Dünyada insanın en çok ihtiyaç duyduğu şey olan huzur, can ve mal
güvenliği ortadan kalkmıştı. Dünyanın birçok köşesi kanlı boğuşmalara sahne oluyordu.
İnsanlık, bir kurtarıcının gelmesini dört gözle bekliyordu. Bütün ümitler,
Yahudi ve Hristiyan dinlerinin müjdelediği ahir zaman peygamberine yönelmişti.
Bu husus Kur’anı-ı Kerim’de şöyle ifade edilmişti: “Hani Meryem oğlu İsa, ‘Ey
İsrailoğulları! Şüphesiz ben, Allah’ın size, benden önce gelen Tevrat’ı
doğrulayıcı ve benden sonra gelecek Ahmed adında bir peygamberi müjdeleyici
(olarak gönderdiği) peygamberiyim’ demişti. Fakat (İsa) onlara apaçık
mucizeleri getirince, ‘Bu, apaçık bir sihirdir’ dediler.” (Saf 61/6)
Peygamber
Efendimiz (s.a.s), böyle bir zamanda dünyaya gelmişti. Bu gecenin sabahı
gerçekten de nurlu bir sabahtı. İnsanlık için yepyeni bir gün doğmuş, aydınlık
bir devir açılmıştı. Bir fazilet güneşi ve hidayet meşalesi olan Sevgili
Peygamberimizin gönderilişi, Yüce Allah’ın bütün insanlara en büyük
nimetlerinden birisidir. “İçlerinden,
kendilerine Allah’ın ayetlerini okuyan, kendilerini temizleyen, kendilerine
kitap ve hikmeti öğreten bir peygamber göndermekle Allah, müminlere büyük bir
lütufta bulunmuştur. Halbuki onlar önceleri apaçık bir sapıklık içindeydiler.”
(Al-i İmran, 3/164)
İnsanlığın her
zaman ve mekânda Peygamber Efendimiz (s.a.s)’in tebliğ ettiği ilahi mesajlara
ve bu mesajların hayata geçirilmiş şekli olan onun sünnetine ihtiyacı vardır.
Çünkü İslam, Resûlullahı’ın şahsında açıklanmış ve hayata geçirilmiştir. Allah
Rasûlü, bir taraftan Kur’an’ı tebliği etmiş, bir taraftan onu açıklamış ve
uygulamaya koymuş, diğer taraftan da Kur’an’ın değinmediği konularda
tamamlayıcı rol üstlenmiştir.
Bu gecede camilere gidilmeli, cemaatle
namaz kılınmalı, vaaz ve nasihatler dinlenmeli, toplu dualar edilmelidir.
Evlerde büyüklerin elleri öpülerek, küçüklere hediye verilerek, yoksul, yetim
ve muhtaçlara da yardım edilerek sevindirilmeli, fakir fukara görüp
gözetilmelidir.
Yine bu gece namazlar kılınmalı,
Kur’an-ı Kerim okunmalı ve günahlara tevbe istiğfar edilmeli,
Peygamberimiz (s.a.s.)’e bol salâvatı şerife getirilmeli, kendimiz için,
ailemiz için, milletimizin mutluluğu ve devletimizin bekası için dualar
edilmelidir.
Mevlid kutlamalarının Sevgili Peygamberimiz
(s.a.s)’in hatırasının ve örnekliğinin geniş halk kitleleri ölçeğinde taze
tutulmasına katkısı inkâr edilemez. Ancak hayat ve uygulama dini olan İslam’ın
kuru mevlid merasimlerine indirgenmemesi gerekir.
Sonuç olarak Peygamber Efendimiz’in
doğumunu yâd ederken yalnız mevlid okumak, ilahiler söylemek, mesajlarla
birbirimizi tebrik etmek ve kandil simidi dağıtmakla yetinmeyip, Resûlullah
(s.a.s)’ın hayat veren mesajlarını, yüksek ahlakını, faziletini, adalet ve
doğruluğunu hatırlamak ve bunları yaşantımızda uygulama azmini daima diri
tutmak olmalıdır.
Bu duygu ve düşüncelerle muhterem Kayserili
hemşerilerimin ve bütün müminlerin Mevlit Kandillerini kutlar, bu gecenin İslam
Âleminin birlik ve beraberliğine, insanlığın hidayetine, ailelerimizin
saadetine ve milletimizin huzuruna vesile olmasını Cenab-ı Hak’tan niyaz
ederim.
Doç.
Dr. Şahin GÜVEN
İl Müftüsü