22.07.2017

“MİLLETİMİZ, ‘MİLLET OLMA ŞUURU’NU, 15 TEMMUZ GECESİNDE YENİDEN KAZANDI!”

Kayseri İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, 20 Temmuz 2017 Perşembe günü, Kırşehir İl Müftülüğü’nün, konferans salonunda düzenlediği “15 Temmuz: Din ve Değerlerimiz Paneli”nde, sunum yapmak üzere Kırşehir’e gitti.

Programa, Kırşehir İl Müftüsü Osman Arslan, Erciyes Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof.Dr. Lütfullah Cebeci, Erciyes Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Uluslararası İlişkiler Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Doç.Dr. Mehmet Öcal, Kayseri İl Müftüsü Doç. Dr. Şahin Güven, Kırşehir İlçe müftüleri, din görevlileri ve davetliler katıldı.

Oturum başkanlığını Kırşehir İl Müftüsü Sayın Arslan’ın yaptığı panelde, Sayın Cebeci, “Değerlerimiz ve Gençlik”; Sayın Öcal, “15 Temmuz’un Uluslararası Boyutu”; Sayın Güven de “15 Temmuz’un Gösterdikleri ve Din Gönüllülerine Düşen Görev” konu başlıkları çerçevesinde konuştu.

Sayın Arslan, açılış konuşmasında 15 Temmuz darbe girişiminin Müslümanlara karşı yapıldığını ifade ettikten sonra şunları söyledi:

“İçimizde yaşayan, okullarımızda okuyan, dışı bizden olan ama içi bizden olmayan insanların eliyle bize darbe girişiminde bulunmaya kalkıştılar. Cenab-ı Hak, bu millete bir daha böyle şeyler yaşatmasın. İdarecilerimizin dirayeti, halkımızın cesareti ile bu hain girişim durdurulmuştur. 249 şehidimiz oldu ve 2193 gazimiz var bu girişim sonucunda. Değerli Hocalarımız, şimdi bizleri, bu konular hakkındaki sunumlarıyla aydınlatacaklar.”

“BİZ, ‘BİZ’ OLURSAK, ANCAK O ZAMAN ETKİLİ OLURUZ!”

İlk konuşmacı olan Sayın Lütfullah Cebeci Hoca,Değerlerimiz ve Gençlik” başlığını taşıyan konuşmasında, demokrasinin değil, ancak Kur’an’ın ve İslam’ın şehidi olunacağına temas ettikten sonra sözlerini şöyle sürdürdü:

“15 Temmuz’un o günde kalmaması, bundan sonra 15 Temmuz’lar yaşamamak ve bu durumun daha ilerisini görebilmek için ne yapmalıyız? Bu sorunun cevabı bana göre şudur: Adına ‘gençlik hareketi’ diyebileceğimiz bu hareketi devamlı hale getirip, gençliği İslamî bir potada eritip bundan sonra gençlere bu memleketi gönül huzuruyla teslim etmektir. İslam, aslında bir gençlik hareketidir. Hz. Peygamber’den bu tarafa İslam davası, hep gençlerin sırtında yükselmiştir. Çoğumuz farkında değiliz ama İslam tarihindeki büyük isimlere baktığımız zaman, hepsinin genç yaşlarda İslam davasına sahip çıkmış olduklarını açık bir şekilde görürüz.

Gençlere anlatacağımız dini, öncelikle kendimizde yaşamalıyız. Onlarda görmek istediğimiz samimiyeti ve ihlası kendimiz evvela göstermeliyiz. Biz, ‘biz’ olursak ancak o zaman etkili oluruz.”

“15 TEMMUZ 2016, TÜRKİYE’NİN YENİ BİR DİRİLİŞ TARİHİDİR!”

İkinci olarak15 Temmuz’un Uluslararası Boyutu” başlıklı konuşmasında Sayın Mehmet Öcal Hoca, 15 Temmuz’un uluslararası sistemde nereye oturtulması gerektiğine dair sorulacak sorular ve bunlara verilecek cevaplar üzerinde duracağını belirttikten sonra şunları söyledi:

“Uluslararası hiçbir gelişme, tarihî olarak diğer uluslararası gelişmelerden bağımsız değildir. 1990’da İran-Irak savaşı bitikten sonra Saddam Hüseyin, Kuveyt’e girmişti. Amerika büyükelçisi bir Bayan, ‘Araplar arasındaki konulara karışmayız’ demişti. Ama sözlerinde durmamış ve binlerce askerleriyle Irak’a girmişlerdi. Yine 11 Eylül 2001 olayı, Amerika için ‘açık çek’ mesabesindeydi. Yani Amerika, ‘istediğim yere, istediğim zaman işgal için girerim’ diyordu. Afganistan’ın ve Irak’ın işgali de bunlar gibidir.

Şunun altını çizmek istiyorum: 1916 tarihi, Osmanlı’nın ölüm fermanının yazıldığı tarihtir. Ve 15 Temmuz 2016 tarihi de Türkiye’nin yeni bir diriliş tarihidir. Türkiye, İslam’ın son kalesidir. FETÖ, bu son kaleyi işgal edebilmek için üretilmiş ve beslenmiştir. Hedef sadece Türkiye değil, İslam coğrafyası ve dolayısıyla da İslam ümmetiydi. Protestanlaştırılmış, dişleri sökülmüş, evcilleştirilmiş bir İslam isteniyor Batılılar tarafından. Yani düşünemeyen, kendi değerlerini savunamayan, mankurtlaştırılmış bir Müslüman tipi. Ve şu anda büyük bir hızla bu yöne götürülmeye çalışılıyoruz. Ama inşallah diri ve dimdik bir şekilde durarak yenilmeyip güçlü olacağız.”

“ÖZGÜVENİMİZİ TEKRAR KAZANMA ONURUNU YAŞADIK O GECE!”

Son konuşmacı olarak söz alan Kayseri İl Müftüsü Sayın Güven de “15 Temmuz’un Gösterdikleri ve Din Gönüllülerine Düşen Görev” başlıklı sunumunda, öncelikle 15 Temmuz’da neler olduğunu hatırlamak gerektiğini vurguladıktan sonra şu sözlerine yer verdi:

“15 Temmuz gecesi, bir din görevlisi, herhangi bir meşru mazereti olmamasına rağmen meydanlara çıkmamışsa, kendi kendisini hesaba çeksin. O gece, beni en çok etkileyen şey, Bakara Sûresi’nin 11. ayeti oldu. Rabbimiz, mealen şöyle buyuruyor bu ayetinde: ‘Onlara, yeryüzünde düzeni bozmayın, denildiğinde bizler ancak ıslah edicileriz, derler.’ Onlar da kendilerine ‘Yurtta Sulh Konseyi’ demişlerdi hatırlarsanız. ‘Himmet ve hizmet’ diyerek insanları kandıran bu yapının, nasıl da uluslararası şer güçlerinin oyuncağı olduğunu gördük. Onun için bizlerin Müslümanlar olarak, vakıf, dernek, sendika ya da sivil toplum kuruluşları olarak neler yapmamız gerektiğinin üzerinde iyi durmamız gerekiyor. 

Bu hain yapı, tereyağından kıl çeker gibi kolayca ve yüzde yüz başarılı olacağından emindi. Uluslararası arenada bile her şeyi hesaba kattılar, ayarladılar. Ama Yüce Allah’ın yardımını ve aziz milletimizi hesaba katmadılar. Milletimiz, Türk’üyle, Kürd’üyle, Arab’ıyla, Çerkez’iyle, Laz’ıyla millet olma şuurunu, 15 Temmuz gecesinde yeniden kazandı. Biz, bir çadır devleti değiliz, geçmişimiz var, tarihimiz var. Ancak yüz yıldır özgüvenimizi kaybettirmişlerdi bize; işte kaybettirilen bu özgüvenimizi tekrar kazanma onurunu yaşadık o gece. O geceyi, her türlü gerekçeyi söyleyerek izah edebiliriz; ancak Allah Teâlâ’nın yardımını tüm açıklığıyla görmüş olmamızı, özellikle dile getirmeliyiz. O gece, Rabbimiz eğer yüzümüze bakmasaydı o hain darbe girişimi püskürtülemezdi. Tabi bunun sebepleri var. Bu millet, dünyadaki bütün mazlumlara, mahrumlara, muhtaçlara ve muhacirlere kucak açmıştır, kapılarını, gönül kapılarını sonuna kadar açmıştır.

Herkes, mensubu olduğu yapının, Kur’an-ı Kerim’e ve Sünnet-i Seniyye’ye uygun olup olmadığına bakmalıdır. Bunun için de dinimizi çok iyi öğrenmeliyiz. Bütün Müslümanları dil ve ırk ayırt etmeksizin sevmeliyiz. Darbe girişimine soyunan malum yapı, kendilerinden başka Müslümanları, sevip tasvip etmediği gibi, onların yapıp ettiklerini de hiçbir zaman sevip tasvip etmemişti.”

Kırşehir İl Müftüsü Sayın Arslan, panel için şehre gelen Kayseri İl Müftüsü Sayın Güven, diğer panelistler Sayın Cebeci ve Sayın Öcal, Başbakan başdanışmanı Sayın Ahmet Doğan ile birlikte Kırşehir Valisi Sayın Necati Şentürk’ü makamında ziyaret etti.